24 Ocak 2005Michael McCarthy
Dünyamız için küresel ısınma tehlikesinin eşiği, yarın (25 Ocak 2005) yayımlanacak bir raporla ilk kez uluslararası bir raporda açıkça ifade edilmiş olacak ve işin kötüsü dünya bu eşiğe neredeyse erişti.
İklim değişimine bağlı bir felaketin geri sayımı dünyanın her yerinden uzman politikacılar, ticari liderler ve akademisyenler tarafından dile getirildi; hem de çok kısa ve öz bir biçimde. Raporda küresel ısınmadaki geri dönüşü olmayan noktaya 10 yıl veya çok daha kısa bir süre zarfında erişileceği belirtiliyor.
İklim Sorunuyla Yüzleşme (Meeting The Climate Challenge) adlı rapor bütün ülkelerin ulusal liderlerinden başlayarak politika yapımcılarını hedefliyor. Raporun yayımlanması, Tony Blair'in, hem G8 hem de Avrupa Birliği Başkanı olarak, 2005 yılında iklim değişikliği politikalarını geliştirmek için gayret edeceğine söz vermesi ile aynı zamana denk getirildi.
Raporda, bu kadar yüksek öneme haiz bir belgede ilk kez olmak üzere küresel ısınma tehlikesiyle, yani dünyayı telafi edilemez bir biçimde felakete sürükleyecek değişikliklere maruz bırakacak sıcaklık artışlarıyla ilgili bir değer telaffuz ediliyor. Bu felaketler arasında, geniş ölçekli tarımsal felaketler, kuraklık ve kıtlıklar, artan hastalıklar, deniz seviyesinin yükselmesi ve ormanların yok olması sayılabilir ve ayrıca "kontrolden çıkan" küresel ısınma yüzünden Grönland buzul örtüsünün erimesi veya Gulf Stream akıntısının kesilmesi gibi felaket sayılabilecek olayların aniden gerçekleşmesi olasılığı da buna dahil edilebilir.
Rapor, bu noktanın, sanayi devriminden önce insan faaliyetlerinin – yani güneşin ısısını atmosferde tutan karbondioksit (CO2) gibi gazların üretiminin- iklimi ilk olarak etkilemeye başladığı 1750'deki ortalama dünya sıcaklığının iki derece üzerinde olduğunu söylüyor. Ancak rapor, dünyanın ortalama sıcaklığının şimdiye dek halihazırda 0,8 derece yükselmiş olduğuna ve artmaya devam ettiğine, yani dünyanın hayati noktayla arasında bir dereceden biraz fazla bir mesafe kaldığında işaret ediyor.
Daha kötüsü ise, atmosferdeki, sıcaklığın iki derece artmasına yol açacak olan karbondioksit oranı değerlendiriliyor ve bu oran 400 ppm olarak belirtiliyor.
Mevcut seviye 379 ppm ve her yıl 2 ppm'in üzerinde bir oranda artıyor; yani 400 ppm'lik eşik değer 10 yıl veya daha kısa bir süre sonra aşılmış olacak (yine de iki derecelik sıcaklık artışının gerçekleşmesi biraz daha uzun bir süre alabilir).
Raporu hazırlayan çalışma grubunun başkanlığını Cumhuriyetçi Senatör Olympia Snowe ile paylaşan Eski Ulaştırma Bakanı Stephen Byers "Geri sayıma devam eden bir ekolojik bomba var" diyor. Çalışma grubu, İngiltere'den Kamu Politikaları Araştırma Enstitüsü (The Institute for Public Policy Research), ABD'den Amerikan İlerleme Merkezi (The Centre for American Progress) ve Avustralya Enstitüsü (The Australia Institute) tarafından oluşturuldu. Grubun baş bilim danışmanı BM'in Hükümetler Arası İklim Değişimi Paneli'nin (Intergovernmental Panel on Climate Change) başkanı olan Dr Rakendra Pachauri'den oluşuyor.
Rapor, tüm G8 Ülkeleri'ne, 2025'e kadar elektrik enerjisi üretimlerinin dörtte birini yenilenebilir kaynaklardan sağlamaları konusunda anlaşmaları ve 2010'a kadar düşük karbonlu enerji teknolojilerine yapılan araştırma harcamalarını iki katına çıkarmaları için tavsiyede bulunmaktadır. Ayrıca raporda G8 Ülkeleri'ne, gelişmekte olan ülkelerden yüksek ve artan CO2 emisyonlarına sahip Hindistan ve Çin gibi önde gelen ülkelerle bir iklim grubu oluşturmaları için çağrıda bulunuluyor.
Çevre konularında çalışmış eski bir hükümet danışmanı olan Tom Burke, "Raporun vurguladığı şey, yatırımlarımızı yüzyılın ortasında veya sonrasında değil, şimdi yapmamız gerektiği ve dengeli bir iklimi ancak önümüzdeki 20 yılda elde edebileceğimizdir" diyor.
Rapor, eşik değerin aşılmasının olası sonuçlarını kesin bir dille ifade ediyor. Raporda " 2 Co derecelik artış seviyesinin üzerinde, insan topluluklarının ve ekosistemlerin maruz kalacağı riskler büyük oranda artar" deniyor.
"Örneğin bu değerin üzerinde gerçekleşecek bir ortalama sıcaklık artışının, tarımda büyük kayıplara, çok fazla sayıda insanın su sıkıntısı riskiyle karşı karşıya kalmasına ve ciddi sağlık sorunlarına yol açması olasıdır. Bu artış dünyadaki mercan resiflerinin çok büyük bir kısmını tehlikeye sokacak ve aralarında Amazon Yağmur Ormanları'nın da bulunduğu çok önemli karasal ekosistemlerde telafi edilemez zararlara neden olacak."
Şöyle devam ediyor: "2 derecelik seviyenin üzerinde, ani, hızlanmış veya kontrolsüz iklim değişikliği riskleri de artar. Olasılıklar arasında, Batı Antarktika ve Grönland buz örtüsünün kaybına yol açabilecek iklimsel dönüm noktasına erişilmesi, okyanus akıntılarının (ve bunlarla birlikte Gulf Stream akıntısının) kesilmesi, gezegenimizin ormanlarının ve topraklarının karbon emici niteliğinin karbon kaynağına dönüşmesi sayılabilir."
Çeviren: Evren Dağlıoğlu